Enerji Sektöründe Baskı Artıyor
Enerji sektörü, düşüşte başı çeken alanlardan biri oldu. Brent petrol fiyatlarının varil başına 82 dolar seviyesinden 78 dolara kadar gerilemesi, enerji şirketlerinin gelir beklentilerini aşağı çekti. Ayrıca, Orta Doğu’daki jeopolitik tansiyonun geçici olarak hafiflemesiyle birlikte, enerji talebine dair küresel endişeler yeniden gündeme geldi.
BP, Shell, TotalEnergies gibi Avrupa’nın önde gelen enerji devlerinin hisseleri haftalık bazda %3 ila %5 arasında değer kaybetti. Analistler, Çin’in zayıf ekonomik verileri ve ABD’de stratejik petrol rezervlerinin yeniden doldurulması yönündeki belirsizliğin fiyatlamalarda etkili olduğunu belirtiyor.
Londra merkezli enerji analisti Jonathan Fielding’e göre, “Avrupa enerji hisseleri, yüksek maliyet yapısı ve küresel talep daralması gibi ikili baskı altında. 2024 sonunda yaşanan toparlanmanın ardından şimdi yeniden kâr realizasyonları yaşanıyor.”
Bankacılık Sektörü: Faiz Politikalarının Gölgesinde
Enerji hisselerinin yanı sıra Avrupa bankacılık hisseleri de yoğun satış baskısıyla karşı karşıya kaldı. ECB’nin faizleri yüksek seviyede tutma konusundaki ısrarı, kredi büyümesini sınırlarken bankaların net faiz marjı üzerindeki baskıyı artırdı.
Deutsche Bank, BNP Paribas ve UniCredit gibi büyük bankaların hisseleri, hafta başından bu yana %4’e yakın düşüş gösterdi. Bu bankaların 2025 ilk çeyrek bilançolarında faiz gelirlerinde beklenenden düşük artışlar kaydedilmesi, yatırımcı güvenini zedeledi.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, “Enflasyonla mücadelede kararlıyız ve faiz indirimleri için henüz erken” ifadelerini kullanmıştı. Bu açıklama, piyasada faizlerin yaz aylarında bile indirilmeyeceği beklentisini güçlendirdi.
Londra merkezli yatırım bankası Barclays’in hazırladığı raporda, “ECB’nin temkinli duruşu, özellikle Güney Avrupa bankalarının bilançolarında kredi hacmini sınırlıyor. Yüksek faiz ortamı kârlılığı artırmak yerine artık risk oluşturmaya başladı,” denildi.
Küresel Belirsizlikler: ABD ve Çin Etkisi
Avrupa piyasalarının yönü üzerinde sadece iç dinamikler değil, aynı zamanda ABD ve Çin gibi küresel ekonomilerin görünümü de etkili oluyor. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) beklenenden daha uzun süre yüksek faiz oranlarını sürdürmesi ve Çin ekonomisinden gelen zayıf büyüme sinyalleri, yatırımcıların risk iştahını azaltıyor.
Özellikle Çin’in imalat PMI verilerinin tekrar daralma bölgesine girmesi, Avrupa’da ihracata dayalı şirketlerin gelecekteki gelir beklentilerini olumsuz etkiliyor. Otomotiv, sanayi ve kimya sektörleri de bu gelişmelerden olumsuz etkilenen sektörler arasında yer aldı.
Yatırımcı Ne Yapmalı?
Analistler, kısa vadede dalgalanmaların sürebileceğini ancak belirli sektörlerde alım fırsatlarının da oluşabileceğini belirtiyor. Enerji hisselerinde dip seviyelere yakın alım fırsatları görülürken, bankacılık hisselerinde temkinli olunması öneriliyor.
Londra merkezli yatırım fonu yöneticisi Elena Grimaldi, “Piyasalar şu anda korku ve belirsizlik döneminde. Bu da değer yatırımcıları için fırsatlar yaratabilir. Ancak merkez bankalarının politika adımları netleşmeden riskli varlıklardan uzak durmak en mantıklısı,” değerlendirmesinde bulundu.
Sonuç
Avrupa borsalarındaki düşüş eğilimi, enerji ve bankacılık gibi kritik sektörleri doğrudan etkileyerek daha geniş çaplı bir piyasa zayıflamasına işaret ediyor. Küresel ekonomik görünümün netleşmesi ve merkez bankalarının söylem değişiklikleri, önümüzdeki haftalarda piyasa yönünün belirlenmesinde kilit rol oynayacak.
Yatırımcılar için bu dönem, hem risk yönetimi hem de stratejik pozisyonlanma açısından dikkatli olunması gereken bir sürece işaret ediyor.
Yorumlar kapalı.